Kapı Çalana Açıktır

Yeni hedefler ve gülümseten hayallerimizle birlikte yeni bir yıla giriyoruz. Tüm deniz arkadaşlarım için dileğim; 2017’den geriye kalan yaşadığımız tatlı hatıralar olsun. Tabi ki nice fırtınalar atlattık. Kırıldık ve belki de kırdık. Eminim ki benim gibi sizler de tecrübeleri neta edip bir sonraki fırtınaya “alesta” dediniz.

Kendi Yaralarımı Kendim Dikebilirim

Geçen hafta öğrencilerimden biri “hocam fırtınasız bir hayat ve deniz yok mu? Siz nasıl atlatıyorsunuz?” diye muzipçe bir soru sordu. “Gerçek denizci fırtınada limanda kalır. Bile bile fırtınanın içine atmaz kendini. Önce bunu bir yere not et” diyerek dikkatlerini üzerine çektim. Mavi kalplerin gözleri bende, kulakları ise söyleyeceklerimde idi. Böyle durumlarda biraz daha heyecan katmak lazım.

“Diyelim ki denizin ortasında yakalandınız. Bunu bir kez anlatacağım. Siz de fırtınaya yakalandığınızda sözlerimi hatırlayacaksınız” dedim ve başladım anlatmaya; Günlerden bir gün havanın içimde en sert poyrazdan estiği vakit, yine her zamanki gibi teknenin birinde buldum kendimi. Mavi sonsuzluğa bakarken içime doğan bir ses: “Hadi anlat kalbinin gizli sancılarını” dedi. “Kendi yaralarımı kendim dikebilirim, Tanrı’nın elime verdiği iğneyle” diye cevap verdim.

“Tabi ki. Dikebileceğine inanmazsan fırtınalar atlatılmaz. Ama bu yeterli değil. Sonra kapıyı çal. Unutma kapı, çalana açılır.” “Ne kapısı bu? Hangi kapıyı çalmam gerekiyor?” “Umudun kapısı. Bak güneşe. O sanki bize söz vermiş gibi her gün doğmaz mı zaten?” Sonsuz mavilikte geçen sevgiyi hissettireceğiniz ve sevildiğinizi hissedeceğiniz yeni bir yıl dilerim. Ummadığınız zamanda ve yerde gelsin sevinçler ve nasipler. Ve sizlerin de benim için yeni yıl dileği; her denizcinin hayali gibi ufkun ardına gidebilmem için kendi teknem olsun.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir